“Üç yaşındaki oğlum evde minderleri dizip, büyük kardeşine gösteri yapıyor” derken, bir başka baba oğluna verdiği harçlığın bakkalarda 1 liraya satılan Smackdown çıkartmalarına gitmesinden şikayetçi…
Yer Güngören… Bir ilköğretim okulunun bahçesinde sıradan bir gün… Ancak iki öğrenci kavga ediyor. Basit bir tost yüzünden başlayan itiş/kakışma ne yazık ki, birinin ölümüyle sonuçlanıyor.
Veliler okula akın ediyor. Arkadaşları gözleri önünde ölen öğrenciler gözyaşına boğulurken, düşme anında başını beton zemine çarpan öğrenci morga, diğeri de Üsküdar’daki Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülüyor.
Aslında buraya kadar sıradan bir kavga, hatta kaza sonrası ölüm olduğu düşünülebilir.
Ancak bir velinin çocukların son zamanlarda tutkulu bir şekilde “Smackdown” adlı bir oyunu oynadıklarını söylemesi üzerine şüpheler bu oyunun üzerinde yoğunlaştı.
Hayatını kaybeden öğrencinin sınıf arkadaşları da sıra üzerlerinde “smackdown” oynadıklarını ifade etmesi, kantinde sıra kavgasından çıktığı söylenen kavgada onu yere düşürdüğü söylenen kişinin bu oyunu oynadıkları bilinmiyor.
Ancak olaya şahit olan arkadaşları bu itiş kakışın ardından şah damarına aldığı yumrukla yere düşüp kafasını beton zemine vurduğu belirtiliyor.
Öyle ya, bir çocuk ölümcül darbenin şah damarına yakın olduğu yeri nasıl bilebilir?
İzledikleri şiddet oyunu veya programları onları bilinçli hale getirmiş olmasın?
Özellikle televizyon ekranlarında gösterilen “Amerikan Güreşi”nin her saniyesinin şiddete özendirdiği düşünülürse (Fox TV).
Rakibe öyle öldürücü darbeler indiriliyor ki, bir sonraki sahnede sanki bir şey yokmuş gibi şova devam ediyorlar.
Halbuki “Smackdown” da yapılan hareketler bir kurgudan ibaret. Şiddet gösterisi ama gerçekte rakipler birbirine vurmuyor. Yoksa gerçek bir yumruk rakibin ölümü demektir.
Ancak küçük yaşta izleyiciler bunun ne yazık ki farkında değil.
Çünkü bu sahnelerde yerden yere vurma, kaldırıp sert bir zemine çarpma sahnelerinin bir şov olduğunu bilmemekte… Bunun bir tür oyun olduğunu fark etmemekte…
Çünkü Smackdown tıpkı bir tiyatro veya bir film gibi senaryosu yazılan bir güreş türü.
Smackdown yazarları kimin galip kimin mağlup ve kimin şampiyon olacağını baştan bilir.
Ancak Amerikan güreşi insani duygu taşımayan vahşi bir oyun. Spor bile değil. Amerikan toplumu da bu gösteriden zevk alır. Küçücük çocukların salonlara gelip vahşice naralar atıldığı yerde, o toplumdan bir estetik veya acıma duygusu beklenebilir mi?
Bir rehberlik öğretmenin söylediklerine kulak verelim:
“Sınıfa girdiğimde ortalık birbirine girmişti. Çocuklar tahtanın önüne kümelenmiş ve herkes birbirinin üzerine atlıyordu. Kız/erkek fark etmiyordu. Bir tanesi sıraya çarpıp yere düştü. Hastaneye zor yetiştirdik. Ancak hepsinin söylediği tek şey vardı: Smackdown.” (Zaman)
Evet bu bir kurgu… Televizyon ekranında, iki iri yarı rakip önce birbirine meydan okurlar.
Sonra akılalmaz şiddet uygularlar. Boyun, bacak ve kol kırma görüntüleri tıpkı filmlerdeki gibi efektlerle desteklenir.
Bir babaya kulak verelim:
“Üç yaşındaki oğlum evde minderleri dizip, büyük kardeşine gösteri yapıyor” derken, bir başka baba oğluna verdiği harçlığın bakkalarda 1 liraya satılan Smackdown çıkartmalarına gütmesinden şikayetçi…
Son olarak Psikiyattrist Prof. Dr. Kemal Sayar’ı dinleyelim:
“Amerikan güreşi bir gösteri, ancak çocuklar bunun gösteri olduğunu fark etmiyor. Buna vurgu yaparak yayın yapılabilir. 8 yaş altı çocuklar kurgu ile gerçeği birbirinden ayırt edemez. Uyarılar televizyonlarını sonradan açanları da dikkate almalı, alt yazılarla sürekli ikaz edilmelir seyirci” diyerek bu yaştaki çocklara zararlı olabileceğini söylüyor.
Ben bir adım ötesini söyleyeyim:
Smackdown yasaklansa ekranlar ne kaybeder?
Davut Şahin - Haber 7
0 yorum:
Yorum Gönder